"2 Milyar Kişilik Sessizlik: İslam Dünyası İsrail Karşısında Neden Çöktü?"

İsrail’in iki yılı aşkın süredir Gazze’de gerçekleştirdiği katliam, soykırım ve insanlık dışı saldırılara karşı, İslam dünyasının içine düştüğü aciz durum her geçen gün daha fazla sorgulanıyor. Bu sorgulamaya en çarpıcı ve sert çıkışlardan biri ise AK Parti eski milletvekili Metin Külünk’ten geldi.

Külünk, sabah saatlerinde yaptığı yazılı açıklamada adeta tüm İslam dünyasına ve Türkiye’deki dini kimlikli yapılara ayna tuttu. “Çöp haline gelmiş bir İslam dünyası” vurgusu yapan Külünk, İslam coğrafyasındaki 54 ülkenin, 2 milyarı aşkın Müslümanın, İsrail’in karşısında birlik ve çözüm üretememesini ağır bir dille eleştirdi.

"Küçücük İsrail'e Karşı Koskoca İslam Dünyası Çöktü"

Külünk açıklamasında; yeraltı kaynaklarıyla dünyanın en zengin coğrafyasına sahip olan İslam ülkelerinin, 9 milyonluk İsrail karşısında çözülmüş bir yapıya dönüştüğünü ifade etti. Batı dünyasında bile sokaklar, sanatçılar, öğrenciler ayağa kalkarken, İslam dünyasının “sembolik ve cılız” tepkilerle yetindiğini vurguladı.

"Sivil Toplum, Sinema İzler Gibi Seyrediyor"

Türkiye özelinde ise dindar kimlikli sivil toplumun durumu Külünk’ün hedefindeydi. Konformizme teslim olmuş yapılar, güç ve para ilişkileriyle “vicdanlarını törpülemiş” durumda. 28 Şubat’ın en ağır dönemlerinde dahi direniş gösteren bazı yapıların bugün sessiz kalması, Külünk’e göre sorgulanması gereken büyük bir ahlaki çöküş.

"Siyaset Neden Harekete Geçmiyor?"

Külünk ayrıca siyaset kurumuna da çağrıda bulundu. Mahallelerden başlayarak ilçelere, illere yayılan vicdani ve hukuki bir sivil hareketin başlatılması gerektiğini ifade etti. “AK Parti başta olmak üzere tüm partiler, neden bu konuda daha etkin değil?” diye soran Külünk, bu sessizliğin nedeninin sorgulanması gerektiğini dile getirdi.

"Gazze, Yeni Bir Yol Açıyor: Şehadetle Varoluş"

Her şeye rağmen ümitsizliğe yer olmadığını vurgulayan Külünk, Gazze halkının şehadetleriyle sadece Filistin için değil, tüm insanlık için yeni bir varoluş yolu açtığını söyledi. Ancak bu yolun, sadece dini duygularla değil, bilim, akıl, sistemli analiz ve entelektüel cesaretle yeniden inşa edilebileceğini belirtti.